YAZ YAZ BİTMİYOR…

Her gazetede köşesi olanlar var.

Ve bu köşelerden dolayı köşeyi dönenler de var.

Yaz yaz bitmiyor.

Yıllardır benim de bir köşem var.

Aklımın erdiğini, dilimin döndüğünce ve ukalalık yapmadan yazmaya çalışıyorum.

40 yılı aşkın bir zamandan buyana yazarım, köşe dönmek aklımın ucundan bile geçmedi.

“Yazıyorsun da ne oluyor?” diye soran dostlarım çok oldu.

Eskiden yazılarım, ilgilisince karşılık bulurdu.

Örneğin; bir kurumda yaşanan bir olayı, belgeleriyle yazdığımda, o kurumun bağlı bulunduğu vali yardımcısı, o kurumun yetkilisi arar, konuyla ilgili açıklamalar yaparlardı.

Bu açıklamaları da yazardım.

Uzunca bir zamandan beri, hangi konuyu yazarsanız yazın, karşılık bulmuyor.

Kimseden ses soluk çıkmıyor.

Bu durum, “yazıyorsun da ne oluyor?” diye soranları haklı çıkarıyor.

Yine de yazmayı sürdürüyoruz ama yaza yaza bitmiyor.

Yıllardır FTÖ’yü , Fetöcülüğü yazdık ki hala yaza yaza bitmiyor.

Yıllardır terörü, terör olaylarındaki can kayıplarını yazıyoruz.

Yaza yaza bitmiyor.

Yaklaşık 4 aydır, dünyayı teslim alan Coronavirüsü , ülkemizdeki, yaşadığımız kentteki durumunu yazıyoruz, yaza yaza bitmiyor.

Yıllardır sık sık yaşanan gündem değişimlerini yazıyoruz, yaza yaza bitmiyor.

Yıllardır gazetecinin görevlerini yazıyoruz, yandaşlığın, yalakalığın gazetecilik olmadığını, gazetecinin asıl görev inin gerçek ve doğru haberler le halkı bilgilendirmek olduğunu yazıyoruz.

Yaza yaza bitmiyor.

Yazmasına yazıyoruz da durum değişiyor mu?

Esefle belirtmeliyim ki hayır.

Başta gündem değiştirmek dedim ya, bu konuda hamdolsun uzmanız.

Kanalistanbul gündemdeydi, Coronavirüs gelip gündeme oturdu, Kanalistenbul unutuluverdi.

Ayasofya gündeme getirildi, nedense söndü gitti, Danıştay kararı bekleniyor.

Coronavirus konusunda normalleşmeye geçildiği sırada - ki çok erken geçildiği kanısındayım - gündeme çoklu baro sistemi monte edildi.

Barolar ayağa kalktı ve çoklu baro sistemi gündemdeyken, sosyal medyaya getirilmesi düşünülen yasaklar gündeme getirildi.

Bu konu tartışılmaya başlamamışken, iki muhalif televizyon kanalının 5 gün süreyle karartılması gündeme getirildi.

İşin en acı yanı, 2 televizyon kanalının 5 gün süreyle kapatılma sı, diğer televizyon kanallarınc a haber olarak görülmedi.

Dünyada iletişimin uzaydan yapıldığı bir dönemde televizyon kapatmak nasıl bir uygulamadır anlayamadım .

O “yazıyorsun da ne oluyor?” diye soranlara hak vermeye çalışıyorum ama veremiyorum.

Çünkü yaza yaza bitmiyor…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Hüseyin Toprak - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

Ali Haydar Yıldız - Reis demokratik yapılarda kamuoyunun sesine kulak verilir yapılacaklar konusunda paydaşların görüşüne bakılır. Bu artık yapılmıyor ise orada otoriteryenlik vardır da ondan. Yazmaya devam Reis bakarsın bir dinleyen çıkar.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 03 Temmuz 00:00