SOKAĞA ÇIKMAK

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılına yaklaşırken artık olmaz denilen darbe ile yine yüz yüze kaldık. Yıllar sonra demokrasi, Avrupa Birliği Kriterleri, açılım hareketleri derken ordu içerisinde bir grup asker bizi 15 temmuz gecesi bizi şoka uğrattı.

Haberi ilk aldığımızda çevremde bulunan hiç kimse darbe olacağına ihtimal vermiyordu. Ardı ardına gelen haberler olayın ciddiyetini anlamamıza sebep oldu. Herkes ne olacak derken TRT 1 de artık hafızalarımızdan kazınmayacak o bildiri okundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan telefon uygulaması ile bağlandığı televizyon programında halkı sokaklara çağırmasıyla darbelerden yıllarca çok çeken millet sokaklara taşındı.

Milletin demokrasiye sahip çıkmasıyla bütün planlar değişti. Darbenin ilk saatlerinde kararsız kalan bazı merciler de halkın sokaklara çıkmasıyla siyasi iktidara desteklerini sunmaya başladı.

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’nde ilk defa Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı uçak ve helikopterler Türkiye Millet Meclisi’ni bombaladıklarını canlı yayında izledik.

15 Temmuz tarihi ya Cumhuriyet tarihinde kara bir gün ya da ülkenin demokrasi tarihinde altın harflerle yazılacak bir tarih olarak yazılacak. Bunu ilerleyen günler gösterecek.

Teslim olan savunmasız erleri linç ederek öldüren caniler darbe yapanlarla beraber yargılanmazsa bu tarihten sonra demokrasi ve hukuktan bahsetmek biraz zor olacak.

Hukuk bir gün herkese lazım olacak. Onun için sağlam temeller üzerine oturtmamız gerekiyor. Sokağa çıkmak bazen 3-5 ağaç için bazen özgürlük ve demokrasi için bazen de şehrine düşen bombaları duyurmak için gerekli oluyor. Sokağa çıkmak özgürlüktür. Sokağa çıkmak haktır. Sokağa çıkmak darbeye engel olmaktır.

Bir parantez de Türk Polisi’ne ayırmak gerekiyor. Tatbikat diye darbe yapmaya gönderilen 20 yaşındaki eri öfkeli halkın elinden alıp kardeşim benim diyen polis candır. O polis canını emanet edebileceğin adam gibi adamdır. Çoğu yerde halkla asker arasına girmiş olayların daha da büyümesini önlemiştir.

Şimdiden sonra siyasi iktidarın çok daha dikkatli olması gerekiyor. Hem göreve getirdikleri kişilerin liyakatini hem de iş yapabilirliğinin iyi ölçülmesi gerekmektedir.

Suçlu ve suçsuz kişiler doğru bir şekilde yargılanmalı yıllar sonra pardon denilecek bir adalet sistemi zuhur etmemelidir.

Bu darbe girişimi umarım demokrasi dışında bir iktidar arayışına son verir. Herkesin aydınlık bir Türkiye’ye kavuşması dileğiyle hukuk ile kalın.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar A. Eray Ünver - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.