Gaziantep önemli bir değerini yitirdi.
Kovid-19 salgın süreci başladığından beri hastalarını tedavi eden, halk sağlığı için çalışan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Süyür hayatını kaybetti.
Süyür, 33 günlük yaşam savaşı sonrası maalesef sevenlerini üzdü.
Basından okumuşsunuzdur ve halk da biliyor, korona hastalarının umuduydu.
Gaziantep için salgın sürecinde doktor olarak ilk olan bu kayıp son olur ve halk sağlığı için mücadele eden doktorları umarım acı bir şekilde kaybetmeyiz.
Çünkü sağlık çalışanlarının birer birer pozitif çıktığı ve tükendiği bir ortamda halk sağlığına en fazla kim önem verebilir ki?
Maskesini burnunun üstüne çekmekten imtina eden, kapalı ortamlarda bilinçsizce hareket eden yığınların olduğu bir ortamda biz hala toplum sağlığı diyoruz, o da ayrı konu.
Tam kapanma yok, belli ki olmayacak da. En fazla hafta sonu sokağa çıkma yasakları olacak gibi.
Kim neye kafa tutuyor (hani bazıları koronaya kafa tutuyormuş ya) bilmiyorum ama olanın yine Hüseyin Hoca gibi doktorlara olduğu kesin.
Birilerinin sorumsuzluğunun bedelini maalesef her zaman olduğu masumlar çekiyor.
Koronalı hastaları tedavi et,
Onlara bu süreçte her şekilde yardımcı ol,
Ve bunu da insanların gitmeye korktuğu devlet hastanesinde yap,
Ama sonra bu durumu acı bir şekilde tecrübe et,
Ve hayatını kaybet.
Acı bir kayıp sevenlerinin başı sağ olsun.
Salgın sürecinde başa döndüğümüz bir durum yok.
Maalesef kötü günler geride kaldı diyebileceğimiz bir ortam da yok.
Eldeki verilere baktığımız zaman daha kötü günlerin bizi beklediğini görüyoruz.
Çünkü henüz aşının kitlesel bir üretimi söz konusu değil. Ve aşılamayla ilgili tarihler verilse de net bir uygulama da söz konusu değil.
Üretildiğinde kimlerin daha kolay ulaşacağı ise muallak şu an için.
Salgın kontrolden çıkmış durumda.
Bu dönemin acı tecrübelerini anlatmaya kalksam sayfalar yetmez.
Tüm ülke aşı olmadan bu süreç bitmez.
Bitmeyecek de.
O zamana kadar sevdiklerinizi kaybetmek istemiyorsanız, üzerinize düşeni yapmanız gerekiyor.
Başka çare yok.
Ve son olarak, en önemli konu.
Hüseyin Hoca’nın adı Gaziantep’te yaşatılmalı.
Burası çalıştığı hastane olur.
Veya başka bir sağlık kurumu olur.
Ama bu uğurda mücadele vermiş bir bilim insanının isminin, hayatını kaybettiği şehirde yaşatılması anısı açısından anlamlı olur diye düşünüyorum.
Devri daim olsun.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.