Sokağa çıkmayı yiğitlik olarak mı görüyorsunuz?
Ölümsüz olduğunuzu ve virüsün asla size bulaşmayacağını mı sanıyorsunuz?
Yoksa, ‘Ben gencim. Öldürmüyor ki’ diye düşünen bencilerden misiniz?
Neyin peşindesiniz, anlamak mümkün değil.
Sokaklar insan kaynıyor.
Hele hele çarşı merkezleri ’İğne atsan yere düşmeyecek’ gibi.
Bayram alışverişine çıkmış gibi herkes, bir dükkandan çıkıp diğerine gidiyor.
Amaçsız bir şekilde gezenler de cabası.
Uzaktan davulun sesi uzaktan hoş gelir misali, illa ki başınıza mı gelmeli.
Dört duvar arasında ‘Allah’ım ben ne yaptım’ diye günlerce acı çekmek mi istiyorsunuz?
Farz edelim ki sizde etkisi çok az olacak ve öldürmeyecek.
Sizin hiç ananız, babanız, yaşlınız veya kronik hastalığı olan akrabanız yok mu?
Onların canına mı kast etmek istiyorsunuz?
Şunu iyi bilin ki, hastalığı bulaştırdığınız birinin ölümüne sebep olursanız, cinayet işlemiş olursunuz.
Bir de en büyük tehlikelerden birisi, ‘Ben maske taktım, artık bulaşmaz’ düşüncesi.
Sakın ha öyle düşünmeyin.
Maske bir önlemdir, ama virüsün bulaşmayacağının garantisi yoktur.
Her alanda Türkiye’ye örnek olan Gaziantep bu olamaz.
Bu kadar sorumsuz insanların yaşadığı bir kent hiç olamaz.
Maalesef akıllanmıyoruz da.
6 bin kişi ceza yemiş, hala dışarıda.
Anlaşılan cezalar da akılları başına getirmeye yetmiyor.
Korona virüsle mücadelede en şanslı il Gaziantep diyebilirim.
Hele hele korona virüse karşı inanılmaz özveri ile çalışan Davut Gül gibi bir vali öncülüğünde mücadele etmek bence büyük bir şans.
Gece-gündüz uyumadan ‘Canım çilek istedi’ diyene çilek gönderiyor.
Doğum günü olana pasta yolluyor.
‘Kedim köpeğim aç’ diye istekte bulunana yetişiyor.
Yani kısacası herkesle arkadaş, kardeş, abi, amca, dayı, anne-baba gibi ilgileniyor.
Toplantılarını telekonferans sistemiyle yapıyor.
Örnek olsun diye tedbirlere en fazla kendisi uyuyor.
Türkiye’ye örnek olacak kampanyalar ve çalışmalar düzenliyor.
Böylesine büyük salgınlarda en tepedeki idarecilerin rolü çok büyük.
Şu anda bu şansa en fazla sahip olan kentiz.
O yüzden ben buradan keyfi olarak boşaltmayanlara sesleniyorum;
Valimiz başta olmak üzere sağlık çalışanları, yerel yönetimler ve gönüllü olarak mücadele edenlere biraz saygı gösterin.
Onların emeklerini hiçe çıkarmaya hakkınız yok.
Kendiniz ölebilirsiniz, ama başkalarının hayatını tehlikeye atmaya hiç hakkınız yok.
Kendiniz için değilse bile çevreniz için, kentiniz için ve ülkeniz için kurallara uymak zorundasınız.
Son olarak da şunu söyleyeyim;
Evde kalmaktan sıkıldık, patladık.
Ama daha fazla evde kalmamak ve bu tehlikenin endişesiyle yaşamamak için biraz daha evde kalalım.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.