Yıllardır iş ve sosyal yaşamı bir arada sürdüren TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayşen Ahi, görevleri arasına son yıllarda futbol kulübü yöneticiliğini de ekledi. Ayşen Ahi, yıllar boyu “elinin hamuruyla erkek işine karışma” diye yetiştirilen kadınların, artık bu tabuyu yıktığını düşünüyor.
Dünyanın en önemli şirketlerinin başında kadın CEO’ların sayısının artmasına dikkat çeken Ayşen Ahi “Kadın yöneticilerin erkeklere göre avantajı, sezgilerinin de çok kuvvetli olması” diye konuşuyor.
Ahi, her aileyi bir işletme, her kadını da o işletmenin yöneticisi olarak kabul ediyor. TOBB bünyesindeki çalışmalarını anlatan Ahi, GSO bünyesinde açılacak Kadın Girişimci Destek Merkezi hakkında da bilgi vererek “Buradan, kadın sanayiciler, kadın patronlar yetişecek. Kadınlar hem üretecek, hem de işinin sahibi olacak” dedi.
Ayşen hanım kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Gaziantep’te doğdum. Soy adımımızdan da anlaşılacağı üzere, Ahi Evran torunuyuz. Bu kültürden gelen, bu terbiye içerisinde büyümüş bir aileyiz. Bunu her zaman gururla ifade ediyorum. BabamAsım Ahi’nin topluma hizmet eden bir yapısı vardı ve ben de O’nun izinden yürüdüm. Babam, Yaşlıları Koruma Derneği’nin Kurucu Başkanı ve verem savaş derneği kurucu başkanı O’nun yanında, karşılık beklemeden topluma hizmet etmenin önemini idrak ederek büyüdüm. 18 yaşından itibaren sivil toplum kuruluşlarında gönüllülük esasıyla çalışmaya başladım. Fayda analizini gördüm. Bir çok önemli STK’da Kurucu Üyelik yaptım, Yönetim Kurullarında bulundum. Halen de çalışmalarıma büyük keyif alarak, devam ediyorum.
Çalışma hayatınıza ne zaman başladınız?
25 yıl önce Ekinciler Menkul Kıymetler’de iş yaşamına başladım. 5 yıllık bir sürenin ardından SANKO Hastanesi’nde kafeterya işletmeciliğini üstlendim. Ahi Kafe’yi açtım.Bu esnada, “AHi İşletmecilik ve Danışmanlık “şirketimi kurdum. Aynı zamanda gastronomi üzerine hem çeşitli kurumlara ve firmalara danışmanlık yapıyorum.
“STK’LARDA GÖREV ALMAK, HAYATA BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRİYOR”
STK’ların öneminden bahsettiniz. STK’lar, sosyal yaşam açısından hangi önemi taşıyor size göre?
Sivil toplum kuruluşunda görev aldığınızda, memleketinize farklı bir gözle, daha başka bir bakış açısıyla bakıp, analiz etme imkanı buluyorsunuz. Farklı kesimlerden insanlarla fikir analizi yaptıktan sonra, ortak paydada buluşup, bunu şehrinize ve insanlara hizmete dönüştürüyorsunuz. Bu sayede sosyal bir çevre oluşturup, bunu da tekrar topluma hizmet etme noktasında, sinerjiye dönüştürüyorsunuz. Faydalı işler yaptığınızda, dokunduğunuz insanlara rol model oluyorsunuz. Mesela, geçmiş dönemde yaptığım görevlerden birisi eğitim üzerineydi. Sanko Okulları Okul Aile Birliği Başkanı olarak, öğrenen organizasyonlar projesini Gaziantep te eğitimi artırmak için “YÜKSELEN GAZİANTEP” projesini başlattık .bu projeyi toplumun her kesimine nasıl yayarız diye düşündük. Ve 14 yıl önce Gaziantep’in eğitimiyle ilgili Valilik, Milli Eğitim, Gaziantep Üniversite si ve Sanko Okulları olarak 3.5 yıl sahada çalıştık. 10 bin kişiye ulaştık. Gaziantep kırsalını taradık ve inanılmaz geri bildirimler aldık. Akabinde, TUHİD tarafından Altın Pusula ödülü ile ödüllendirildik. O projeyi devam ettirebilseydik, belki de şu anda Gaziantep, eğitimde bulunduğu sıralamanın çok daha üzerinde olabilirdi. STK’larda gönüllülük ve fayda analizi çok güzel ancak kaynak bulma noktasında da imkanlarımızın olması gerekiyor.
TOBB Kadın Girişimciler Kurulu neler yapıyor, bizi bilgilendirir misiniz?
TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’na 10 yıl önce girdim. Bilindiği üzere, biz Sanayi Odası çatısı altındayız. Mehpare Kileci başkanımız döneminde Yönetim Kurulu’nda yer aldım. Burada, çalışma hayatındaki kadınlara farkındalık olacak çok önemli çalışmalar yapılıyor. Başarı hikayelerine sıkça rastlamak mümkün. Bir çok kadına rol model olacak projelere imza atılıyor. Kadınlarımızı e-ticarete yönelik eğitimler veriyoruz. Üreten elleri, istihdama dahil ediyoruz. Kadını ekonomiye katacak, ailesine ekonomik fayda sağlayacak bir bireye dönüştürüyoruz. Bu anlamda, yapılan çalışmaların önemi çok büyük. Bunlardan en önemlisi de yakında hizmete girecek olan Kadın Girişimci Destek Merkezi’dir.
“KADINLARI İŞ YAŞAMINA ENTEGRE EDECEĞİZ”
Ayşen hanım, Kadın Girişimci Destek Merkezi nasıl çalışacak, işlevi ne olacak, biz bilgilendirir misiniz?
Bu proje, üretici kadın, sanayici kadın fikrinden doğdu. Proje, Gaziantep Sanayi Odası ve Kalkınma Ajansı ile şekillendi. Belediye arsa teminini sağladı. Ve binamızın inşaatı bitti 4.dönem Başkanı olarak ta binanın işlevsel hale gelmesi için çalışmalarımızı başlattık Merkezin içerisine 25 farklı kadın girişimciyi entegre edip, faaliyete başlamayı planlıyoruz. Şu ana kadar 8 ismi belirledik. Buraya üretici anlamında kadınları alıp, onlara her türlü donanımsal desteği sağlamayı planlıyoruz. Üretimin her aşamasında girişimcilerimize tam desteğiz Tasarımdan, pazar payına her konuda destek sağlayacağız. Amacımız, sanayiye yönelik üretici kadın yetiştirmek, ellerinden tutarak yol haritasını göstermek. Bu yol haritasının sonunda, kendi ayaklarının üzerinde durabilecek arkadaşlarımızı 2 - 2.5 yıl sonra kendi başlarına ticaret yapabilecekleri konuma geldiklerinde. Onları yolcu edip yeni girişimcileri almayı planlıyoruz. Şu anda binamız bitti. Türkiye’de bir ilk olacak.
İş yaşamında kadınların yaşadığı en büyük sorun sizce nedir?
Sanayi devriminden itibaren işgücü hep ucuz emek olarak görülmüştür. Bu nedenle ekonomik krizler kadının iş gücüne katılımını artırtırmış ancak çalışma koşulları üzerinde olumlu bir etkisi olmamıştır. Türkiye’de iş gücüne katılım oranı AB ve OECD standartlarına göre oldukça düşüktür. Bunu kabul edelim. Ancak önemli bir başka sorunumuzu aştık biz. “Elinin hamuruyla erkek işine karışma” gibi bir tabu vardı. Artık bu tabu yıkıldı. Biz yıllarca böyle bir toplumun algısıyla büyüyen nesilleriz. Artık bu nesillerin çağı geçti. Kadın, kendisine verilen her görevde kendini ispat etti. Özellikle yönetici kadınlar, CEO’lar çok başarılı. Dünyadaki zincir işletmelere bakın, bir çoğunun başında başarılı kadın CEO’ları görmek mümkün. Çünkü kadının girdiği yer, daha farklı bir bakış açısıyla yönetiliyor. Bizler daha geniş düşünürüz. Detaycıyızdır. Ben bunu çalıştığım STK’larda gözlemledim. Hatta görev aldığım Gaziantep Futbol Kulübü’nde de test ettim. Kadının çalışma hayatının önündeki zorluklar aşılıyor. Bu konuda aldığımız mesafeyi çok önemli ve anlamlı buluyorum.
FUTBOL KULÜBÜ YÖNETİCİLİĞİ…
Peki, bir kadın olarak futbol kulübünde yöneticilik yapmak nasıl bir deneyimdi sizin için?
Bunun hazzı çok farklı. Biz 2 erkek, 1 kız olmak üzere 3 kardeşiz. Futbol, çocukluğumdan beri hayatımda vardı. Gaziantepspor’un maçlarına babam beni ve kardeşlerimi götürürdü. Futbol sevgisinden olsa gerek, ben mahalle maçlarında erkeklerle top oynayarak büyüdüm. Dolayısıyla, futbol yabancısı olduğum bir ilgi alanı değildi.
Peki teklif nasıl geldi?
Sankopark içerisindeki Galatasaray Store’yi franchising olarak 8 yıl işletmiştim. Adil Konukoğlu başkanımızın döneminde, o dönemdeki adıyla Gazişehir FK olan kulübümüzün Store Mağazasını hazırlamam için teklif geldiğinde “evet” dediğim gün bu işin içerisinde buldum kendimi. O dönem kulüpte yöneticilik yapan Lescon’un sahibi sayın Aydın Erbay ile birlikte çalıştık. Tasarım yapmak, ürün hazırlamak çok zor. Haziran ayında başlayıp, mağazayı Eylül ayına yetiştirmiştik. Sanko personelleriyle birlikte yoğun bir tempoda çalıştık. Sonra da kulüpten kopamadık. Kulüpte İcra Kurulu’nda görev aldım. Şu anda da Sayın Mehmet Büyükekşi başkanımızla beraber çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Tribünde kadın olmak nasıl bir duygu?
Şöyle diyeyim. Benim babam, vizyoner bir insandı. Kadınların stadın önünden geçmediği bir dönemde, elimden tutar, Gaziantepspor’un maçlarına götürürdü. Bu sevgiyi aşıladı ama tribünde kadın görmek bir dönem imkansızdı. Daha sonra çalışmalar yapıldı. Futbol Fedarasyonu, kadınları tribüne çekmek için bazı kararlar aldı. Bir ara Gaziantepspor’un bir bayan kitlesi oluşmuştu ama sonra tekrar azaldı. Bizler, o zamanki adıyla Gazişehir’in yönetimine geldiğimizde, ilk maçta 30-40 kişi yönetim ve karşı tribünde de 30 kadar taraftar vardı sadece. Protokolde ilk başlarda benle beraber 3 kadın vardık. Bu şekilde maçlara gittik. Sonra hep birlikte “bu stadı nasıl doldururuz” diye düşündük, farkındalık yarattık ve nitekim bunun meyvelerini almaya başladık. Kadın taraftar sayımızda da belirgin bir artış olmaya başladı. Güzel bir sinerji oluşturduğumuzu düşünüyorum.
Kadınların başarısında en büyük etkenin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Kadın çok yönlü düşünüyor, karar mekanizmasında çok yönlü araştırıyor ve daha sağlam adımlar atıyor. Risk analizini yapmadan, işe başlamıyor. Dolayısıyla bu etkenler, kadını daha başarılı kılıyor.
“SİYASETTE NEDEN YER ALDIM?
Sizi bir dönem siyasetin içerisinde de gördük. Ülkemizde ve dünyada kadınların ekonomi ve siyasette etkin olamamasını neye bağlıyorsunuz? Sorunun temelinde sizce ne yatıyor?
Evet, Sayın Ahmet Uzer Ak Parti İl Başkanı olduğunda, Sosyal İşler Başkanlığı’nı benim yapmamı teklif etmişti. Aslında siyaset yapma fikrim yoktu ama verilen göreve, memlekete hizmet olarak baktım. Ben kendimi sivil toplum sevdalısı, iyi bir sosyal girişimci olarak görüyorum. Gerek eğitimde, gerek Çocuk Yuvası’nda, gerek Huzurevi’nde, gazi ve şehit ailelerinde gerekse iş yaşamında toplumun beklentilerini iyi analiz eden birisi olarak teklifi kabul ettim. Bu kapsamda, 2 dönem sahada, ilçelere de yayılarak, fayda analizli bir çok projelere imza attım.
İş yaşamıyla ilgili kadın girişimcilere hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Kadın eğer bir şekilde kendine, anneliğin ve ev hanımlığının dışında, farklı bir değer katma ve katma değer üretmek istiyorsa, cesaretle adım atabilmeli. Bu cesareti gösterdiğinde, kendini iyi bir konuma taşıyacaktır. Kadın isterse, iş yaşamında yapamayacağı bir şey yok. Buna inanıyorum. Ben 7 yıl önce evde üretim yapan kadınların “ekonomideki görünmez eller “bugün iş yaşamında nerelere geldiklerine yakınen şahitlik ediyor ve bundan da gurur duyuyorum.
“HER AİLE, BİR İŞLETMEDİR ASLINDA”
Kadındaki iş potansiyeli nasıl ortaya çıkar?
İşletmenin en küçüğü ailede başlıyor aslında. Bu evin bir düzeni var. Temizliği, çocuk bakımı, apartman gideri var. Kadın farkında olmadan aile içindeki küçük işletmeyi yönetiyor aslında. Biz bunu uzun yıllar görmedik. Kadın bunu fark ettiğinde, bu becerisini iş yaşamına dönüştürüyor ve çıkış noktası da burası oluyor.
Elinizde sihirli bir değnek olsa şu an dünya kadınları için neyi değiştirmek isterdiniz?
Geçmiş yaşantılarından gelen öğretileri bitirmek isterim. Evet, biz önemli başarılar elde etmeye başladık. Tabuları yıktığımızı söyledim ama kırsalda ve doğuda hala kadın 2 adım arkada yürüyor. Onları erkekle yan yana yürütebilseydim, inanın çok şeyler kendiliğinden değişirdi. Elimde sihirli bir değnek olsa, bunu değiştirmeyi çok isterdim. Kadın, kendi değerini fark ettiği anda, özgüveni de gelmeye başlayacaktır.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.