1992 yılında Çanakkale’deki acemi birliğine teslim olan Mustafa Çekirdek 1994 yılında Temmuz ayının 20’sinde Tunceli Hozat’ta şehit oldu. Tezkeresini almasına 20 gün kala askerlik 4 ay uzatılmıştı. 4 ayını da doldurdu ve ertesi gün sabah dönecekti. Ancak hain terör baba ocağına dönmesine sadece bir gün kala şehidimizi aramızdan ayırdı.
Mustafa Çekirdek 1973 yılında Gaziantep’te doğdu. Babasıyla aynı ismi taşıyan Mustafa, kardeşleri Yıldız, Kerim ve Selma’ya göre çok sessiz ve sakin bir çocukluk dönemi geçirdi. Ailesini hiç yormadı. 7 yaşında Atatürk İlkokulu’na başlayan Mustafa Çekirdek, müzik ve folklora çok küçük yaşlarda merak sarmıştı. Dersleri dışındaki tüm vaktini müzik dinleyerek ve folklor oynayarak geçirirdi. Derslerinde de çok başarılıydı. İlkokulu bitirdikten sonra maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitim hayatına nokta koymak zorunda kaldı. “Ben para kazanıp sana bakacağım anne” dedi ve trikotajcı çırağı olarak işe başladı. Ailesinin tüm baskısına rağmen işi tercih etti.
ANNESİNE DAYANAMADI, HAYALLERİNDEN VAZGEÇTİ
Triko işinde ustalaşınca İstanbul’un yolunu tuttu. Hayalleri çok büyüktü. İstanbul’da çok para kazanıp, kendi memleketinde iş kurmak istiyordu. Ailesine çok düşkündü ve onlara rahat bir hayat yaşatmayı istiyordu. Ancak annesi oğlunun yokluğuna dayanamamıştı. Kalktı İstanbul’a gitti. Benimle döneceksin dedi. Mustafa Çekirdek, “Ben burada çalışacağım” deyince annesi “Ya benimle gelirsin ya da ben intihar ederim” dedi. Annesini kırmayan Mustafa Gaziantep’e döndü ve bir süre sonra askere gitti. Çanakkale’de acemi birliğini tamamladıktan sonra memleketine dağıtım iznine geldi.
SON VEDALAŞMA
Çok durgundu ve sürekli ailesi ile bir arada kalmak istedi. Hiç bir yere gitmedi. İzni bitmişti ve artık veda vakti gelmişti. Gaziantep’teki sevdikleri ile vedalaştı. Son görüşmesiydi sevdikleri ile. Tunceli Hozat Yücelli karakoluna teslim oldu. Terörün en kötü olduğu dönemlerden birisiydi Mustafa’nın askerlik yaptığı sıralar. Karakola gönderilen gıda paketleri dahi helikopterlerle havadan getiriliyordu. O yüzden gelemedi bir daha izne. Sadece iki mektubu ulaşmıştı ailesine.
BİR GECE KALA ŞEHİT OLDU
Mustafa tezkeresini almasına 20 gün kala askerlik 4 ay uzatıldı. 4 ay daha askerlik yaptı. Vatan borcundan asla kaçmadı ve şikayet etmedi. 4 ayını da tamamladı. Artık dönüş hazırlığındaydı. Günü dolmuştu. Ailesi 4 gözle oğullarını bekliyordu. Dönüşüne bir gün kala yol nöbetine gitti ve orada hain bir saldırı sonucu şehit edildi.
ANNESİNE SÜRPRİZ YAPACAKTI
Mustafa Çekirdek, annesi Ayşe Çekirdek’e sürpriz yapacaktı. Son yaptığı telefon görüşmesinde dönüş tarihini bir gün geç bildirmişti. Erken gelip anahtarla kapıyı açacak ve “Ben geldim anne” diyecekti. Ancak şehidimiz bu isteğine ulaşamadı. Annesine şehit olarak sürpriz yaptı.
ŞEHİT HABERİNİ NASIL ALDILAR?
1994 yılında Temmuz ayının 20’siydi. Saat 19:00’u gösteriyordu. Evlerine iki polis geldi. Baba Mustafa Çekirdek’e “Kimliğini alıp karakola gelmen lazım” denildi. Telaşlandı baba Çekirdek. Hiç aklına gelmemişti oğlunun şehit haberini alacağı. Karakola gittiklerinde tüm polisler birbirine bakıyordu. Kimse veremiyordu haberi. Sonunda komiser ayağa kalktı ve “Arkadaşlar biriniz söyleyin artık” dedi. Bir polis memuru babayı odaya aldı ve sigara verdi. Sonra da “namaz kılıyorsun değil mi amcacım” dedi. “Evet” cevabı alınca o zaman şehitlik mertebesine de inanırsın deyince baba Mustafa Çekirdek yıkıldı. Eve getirdiler. Anne Ayşe Çekirdek eşinin halini görünce ne oldu diye telaşlandı. Baba “Oğlun geliyor yarın” dedi ağlayarak. Anne orada fenalaştı ve anladı oğlunun şehit olduğunu. Tüm aile sinir krizleri geçirdi. Çok sevdikleri Mustafaları artık yoktu.
ÇOK MERHAMETLİYDİ
Şehit erimiz Mustafa Çekirdek kimseyi üzmezdi. Çok merhametli birisiydi. Daha küçük yaşlardan itibaren kimse üzülmesin diye kendi değerlerinden vazgeçerdi. Elinde bir kuru ekmeği olsa başkalarıyla paylaşırdı. Bir sineğin kanıdını dahi incitmeyecek bir insandı.
ANNEME ASKER DÖNÜŞÜ İSTANBULA GİDECEĞİMİ SÖYLEME BABA DEMİŞTİ
Mustafa Çekirdek’in çocukluğundan beri hep hayalinde
İstanbul vardı. Orada triko işimde ilerlemek ve kendini ispatlayıp işyeri kurmak istiyordu. Babası kendisini görmek için Tunceli’ye geldiğinde, “Babacığım, benim askerliğimi bitirmeme az kaldı. Tezkeremi aldıktan sonra bir süre Gaziantep’te kalıp İstanbul’a çalışmaya gideceğim. Zaten eski ustamda gel yanımıza demişti. Ben oraya gideceğim” dedi. Babası ise “Oğlum annen seni görmezse, yanında olmazsan yaşayamaz” demişti. Bunun üzerine Mustafa “ O zaman şimdilik bir şey söyleme. Ben geldiğimde anlatırım. İkna ederim” cevabını vermişti. Ancak ne yazık ki gelip ikna etme şansı olmadı. Anne Ayşe Çekirdek ise “Keşke yaşasaydın da İstanbul’da kalsaydın oğlum” diye kendi kendini yedi.
ADINI VERDİKLERİ YEĞENİ AYNI GÜN VEFAT ETTİ
Şehit Mustafa Çekirdek’in ablası Yıldız’ın bir çocuğu olmuştu ve şehitlerinin adını yaşatmak için adını Mustafa koydular. Küçük Mustafa da dayısının şehit edildiği 20 Temmuz günü yakalandığı hastalığın pençesinden kurtulamayarak vefat etti. 20 Temmuz tarihi Çekirdek ailesinin tüm fertleri için unutulmayacak bir gün olarak hafızalarına kazındı.
26 YILDIR HER CUMA ŞEHİTLİĞE GİDERLER
Çekirdek ailesi aradan geçen 26 yıla rağmen oğullarının acısını hala yeni gibi hissetmeye devam ediyor. Şehit olduğu günden bu yana her Cuma şehitliğe gidip oğullarını ziyaret ediyorlar, dualar okuyorlar.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Telgraf Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Telgraf Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Telgraf Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Telgraf Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.